AR-GE PROJESİ YAPMAMA BAĞIMLILIĞINI NASIL YENERİZ?

 

Prof. Dr. Atila BAĞRIAÇIK

Ulusal ve Uluslar arası Ar-Ge ve Yenilik Hibe

Fonları Uygulayıcısı, YMM

www.abdanmerymm.com

abdanmer@gmail.com

 

 

KARŞILAŞILAN DURUM

Ar-Ge danışmanlığı yapan bir arkadaşım bir firma ile yaşadıklarını anlattı. Firmanın TÜBİTAK KOBİ Ar-Ge projesi onaylanıp, hibe talebi için teknik, mali ve YMM raporları oluşturulup sunuluyor, hibe firmaya havale ediliyor. Aralarındaki sözleşme şartı gereği firma hibeyi aldığında danışmana hizmet bedelini ödemesi söz konusu. Arkadaşımız faturayı kesip, bedeli talep ettiğinde firma sahibinin şöyle bir talebi oluyor: “Tamam hakkınızı verelim, ancak aramızda bir protokol yapıp, herhangi bir şekilde hibe geri istenirse, hem size verdiğim paradan hem de diğer ödemelerden müteselsil sorumluluk taşımanızı istiyorum”. Durum böyle, arkadaşımın dediğine göre de bu tür taleplerle normalde karşılaşılıyor olması. Bu durum koşulunun analizini bize göre aşağıdaki şekilde yapabiliriz.

 

DURUM ANALİZİ

 

-Her şeyden önce KOBİ’lerin önemli bir bölümü ilk projelerinde Ar-Ge projelerine ve alınan hibelerin gerçekliğine pek inanmıyorlar, bunun sonucu geleneksel davranış olan Ar-Ge yapmadan üretim ağırlıklı çalışmak ve gerekli olan makine teçhizatın da al-tak şeklinde tedarik edilmesidir.

-Ar-Ge projesi yapma ve hibelendirme süreci konusunda yeterli bilgi sahibi olunmaması da güvensizlik yaratıyor. Bize göre ulusal ve uluslar arası kılavuzları, dokümanları, kitap, makaleleri pek okuma alışkanlığı yok. Oysa Immanuel Kant’ın dediği gibi ancak bilgi ile geleneksel yaklaşım ve davranışlara olan bağımlılığımızdan kurtulabiliriz. Kant’a göre burada sorun, aklı kullanma kararlılığı ve cesaretini tam olarak gösterememektedir.

-Okumama yanında, parasal ve mali teşvikleri bir bütün halinde değil, parçalı olarak görüp değerlendirmek de, Ar-Ge projesi yapma motivasyonunu bizce negatif etkiliyor. Çoğu KOBİ sahibi öz kaynak yetersizliği ile vergi ve sosyal yükümlülüklerinin yüksekliğinden yakınıyor. Oysa Ar-Ge projesi yapıp, TÜBİTAK, KOSGEB ve daha ileri aşamada Avrupa Birliği Projeleri verse, alınacak hibe yanında 2008 yılında yürürlüğe giren 5746 sayılı Ar-Ge Teşvik Yasası ile vergi matrahından indirmek için % 100 ar-ge indirimi yanında çalışanların gelir vergisi stopaj desteği ile SGK işveren desteğinden de yararlanılarak, büyük bir rekabet üstünlüğü elde edilebilmektedir. Ayrıca TÜBİTAK Ar-Ge projesini başarı ile tamamlayan KOBİ, seri üretim ve ticarileşmesi için standart makine alımı ve yeni eleman istihdamı için KOSGEB’in endüstriyel uygulama programı ile yatırım teşvik belgesinde ek parasal ve mali teşviklerden yararlanma imkanına kavuşmaktadır.

-KOBİ’ler arasındaki rekabet içinde işbirliği bilincinin de tam olarak gelişmemesi Ar-Ge projesi yapma konusunda karşılıklı pozitif etkilenmeyi ve birlikte iş yapmayı engelliyor. Bu yapının bizce en olumsuz sonucu, çoğunluğu konsorsiyum projeleri olan Avrupa Birliği Ar-Ge projelerine Türkiye’nin katılımının çok düşük düzeyde kalmasıdır.

-Bizce diğer bir durum; sorunları iyileştirmek için bir fırsat gözüyle bakıp çözüm için yeni yöntemler bulmak ve bu kapsamda proje yapma arayışına girilmemesidir, gerekli çabanın gösterilmemesidir. Ar-Ge projesi yazma konusunda uzman birçok danışman bulunmakta olup, onlardan hizmet alınabilir. Ancak burada da sisteme güvenmemekten dolayı bazı firma sahipleri danışmana “önce proje çıksın ve havale gelsin, o zaman ödeme yaparız” diyorlar. Oysa proje danışmanlığına başlama ile hibe havalesinin gelmesi ortalama çoğu zaman bir yılı bulabildiğinden, danışmanın yaşama şansı yok edilerek, sağlıklı işbirliği kurulamamaktadır.

-Proje yazma konusunda yardım için bir çok imkan da her gün doğmakta olup, çoğu KOBİ bilgilerini güncellemediği için fırsatlardan yararlanmadığı gibi, hatalar da yapabiliyor. Örneğin bu kapsamda TÜBİTAK yeni başlatacağı “3001 –Başlangıç Ar-Ge Projeleri destek programı” ile Ar-Ge projesi yapacak araştırmacılara destekler öngörmektedir.  TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Sayın Demir’in açıklamasına göre: “ Herhangi bir projede yürütücülük yapmamış olan üniversite, kamu veya özel kuruluşlardaki araştırmacılarımız programdan yararlanabilecek. Bu destek programında dönem kısıtlaması yok. Yani yılın her günü TÜBİTAK’a başvuruda bulunabilecekler. Üstelik 2 ayı geçmeyen hızlı bir değerlendirme süreci işleyecek. Proje başına 60 bin TL’ye kadar bütçe desteği vereceğiz ve proje süresi en fazla 24 ay olacak. Bunun yanında projede yer alacak bursiyerlere aylık bin 800 TL burs desteği verilecek. Bilimsel toplantılara katılım ve çalışma ziyareti amaçlı faaliyetler için de 10 bin TL’ye kadar yurt içi ve yurt dışı seyahat desteği sağlanacak. Araştırmacılarımız proje çıktılarının ilgili paydaşlar ve potansiyel yararlanıcılar ile paylaşılmasına yönelik 5 bin TL’ye kadar Proje Yayılım Giderleri desteğinden de yararlanabilecek. Proje yürütücüsü ve araştırmacılara proje sonuçlandıktan sonra TÜBİTAK’ın belirleyeceği esaslara göre aylık 500 TL’ye kadar Proje Teşvik İkramiyesi (PTİ) ödeneği fırsatı da sunulacak.”

-Demek ki arayış içinde olursak mutlaka çözüm bulunur. Nitekim evrensel bolluk yasalarından “Karşıtlık Yasası”na göre: Hiçbir şey zıttı olmadan var olamaz, sorun varsa çözümü de mutlaka vardır.

 

SONUÇ

Ar-Ge projeleri yapma konusunda inancımızı pozitif yönde değiştirerek, cesaret ve kararla proje yazmaya karar vermeli ve bu konuda aklı ve bilimi kullanmalıyız. Yoksa Goethe’nin Faust’ta şeytana söylettiği şu dizeler gerçek olur:

“Bırakırsan artık, akıl ve bilimi,

İnsanoğlunun sahip olduğu en yüce gücü,

Mutlak benim olursun.”

 

Etiketler: